Kadir Gecesi Duaları
Âişe (Radıyallâhu Anhâ) şöyle buyurmuştur:
“Bir kere ben: ‘Yâ Rasûlâllâh! Kadir gecesine denk gelirsem, ne diyeyim?’ dediğimde:
”اَللَّهُمَّ اِنَّكَ عَفُـــوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّى.“
“‘Ey Allâh! Gerçekten sen çok affedicisin, affı seversin, öyleyse beni affet.’ de” buyurdu” (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned; Tirmizî)
Âişe (Radıyallâhu Anhâ) şöyle buyurmuştur: “Şayet ben Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilseydim, onda Allâh-u Te’âlâ’dan ancak âfiyet isterdim.” (İbni Ebî Şeybe)
Bu rivayetten de anlaşıldığı üzere; Kadir Gecesinde en çok istenmesi gereken şey âfiyettir. Âfiyet ise dünya-âhiret, maddî ve manevî tüm belalardan kurtuluş demektir.
Bu konuda birçok dua mevcutsa da, en üstünü, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sabah-akşam asla terk etmediği şu duadır:
İbni Ömer (Radıyallâhu Anhümâ)nın beyanına göre; Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hiçbir sabah ve akşam şu kelimeleri bırakmazdı.
”اَللَّهُمَّ اِنِّى أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِى الدُّنْياَ وَاْلآخِرَةِ. اَللَّهُمَّ اِنِّى أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِى دِينِى وَدُنْيَايَ وَاَهْلِى وَمَالِى. اَللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِى وآمِنْ رَوْعَاتِى. اَللَّهُمَّ احْفَظْنِى مِنْ بَيْنِ يَدَيَّ وَمِنْ خَلْفِى وَعَنْ يَمِينِى وَعَنْ شِمَالِى وَمِنْ فَوْقِى. وَاَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ اَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِى“
“Ey Allâh! Muhakkak ben Senden dünya ve âhiret hususunda âfiyet isterim.
Ey Allâh! Şüphesiz ki ben Senden, (günahlarım için) af (ve mağfiret), dinim ve dünyam, ailem ve malım hususunda da âfiyet isterim.
Ey Allâh! Ayıplarımı ört, korkularımı emniyete çevir. Ey Allâh! Beni önümden ve ardımdan, sağımdan ve solumdan, bir de üstümden (gelecek tüm musibetlerden) koru.
Altımdan (gelecek zelzele gibi âfetlerle) helak edilmemden de Senin azametine sığınırım.” (Ebû Dâvûd; İbni Mâce)
Zührî (Radıyallahu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Herkim üç kere:
”لاَ اِلَهَ اِلاَّ اللَّهُ الْحَلِيـــمُ الْكَرِيــــمُ سُبْـــحَانَ اللَّهِ رَبِّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ“
‘Halîm ve Kerîm olan(; kullarına ceza vermekte aceleci olmayan ve çok büyük lütf-u kerem sahibi olan) Allâh-u Te’âlâ’dan başka hiçbir ilâh yoktur.
Yedi kat göklerin Rabbi ve büyük Arş’ın Rabbi olan Allah’ı (tüm noksan sıfatlardan tenzîh ve) tesbîh ederim.’ derse, Kadir Gecesine yetişmiş kimse gibi olur.” (Taberânî, el-Kebîr; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl)