Ramazân-ı Şerîfte İftar Vermek
Aç doyurmak, her zaman büyük sevap kazandırmaktaysa da, özellikle ramazân-ı şerîf ayında iftar vermek, iftar verilen kişilerin sevabının bir katını iftar açtırana kazandırmaktadır.
Ayrıca günahların bağışlanması, boyunların cehennemden âzâd olunması, kalp yumuşaklığı, Allâh rızası için ağlayabilme ve Kadir Gecesi Cebrâîl (Aleyhisselâm) ile musâfahalaşma gibi bir çok fazilet bahşeder. Bu husustaki hadîs-i şerîfleri zikredecek olursak:
Hâlid el-Cühenî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûl-ü Ekrem (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Her kim, bir oruçluya iftar yemeği yedirirse, kendisine onun sevabı kadar bir sevap vardır. Şu kadar var ki, oruçlunun ecrinden de hiç bir şey eksiltilmez.”(Tirmizî, Savm)
Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Her kim, o (ramazan ayı)nda bir oruçluyu iftar ettirirse, günahlarına mağfiret ve boynunun cehennemden kurtulmasına vesile olur. Bir de oruçlunun mükâfatından bir şey eksiltilmeksizin, iftar ettirene de onun bir misli verilir.
Allâh-u Te’âlâ, bir yudum süt veya su ile oruçluyu iftar ettirene de bu sevabı verir. Bir oruçluyu doyurana Allâh-u Te’âlâ, benim havzımdan öyle bir şerbet içirir ki, cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”(İbni Huzeyme)
Ebû Sa’îd (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Hangi bir Müslüman diğer bir Müslümanı çıplaklığından dolayı giydirirse, Allâh-u Te’âlâ onu cennetin yeşil renkli ince ipeklerinden giydirir.
Hangi bir Müslüman diğer bir Müslümanı açlığından dolayı yedirirse, Allâh-u Te’âlâ ona cennet meyvelerinden yedirir.
Hangi bir Müslüman diğer bir Müslümanı susuzluğu yüzünden içirirse, Allâh-u Te’âlâ ona damgalı cennet şarabından içirir.” (Ebû Dâvûd)
Ancak bu faziletlere erişebilmek için, iftar ettirenin kazancının helâlden olması şartı vardır. Nitekim Selmân (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Her kim ramazân-ı şerîf ayında helâl bir kazançtan oruçluyu iftar ettirirse, ramazân-ı şerîfin bütün gecelerinde melekler ona salât eder ve Cebrâîl (Aleyhisselâm) Kadir Gecesi onunla musâfaha eder. Cebrâîl (Aleyhisselâm) kiminle musâfaha ederse, onun kalbi yumuşar ve gözyaşı çoğalır.” (İbnü Ebi’d-dünya, Fedâil-ü şehr-i ramazân)
Ziyafetinde iftar açtığı kimselere dua etmesi de sünnettir. Nitekim Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre, Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Sa’d ibn-i Ubâde (Radıyallâhu Anh)ın ziyafetinde ekmek ve zeytinyağı yedikten sonra:
”اَفْطَرَ عِنْدَكُمُ الصَّائِمُونَ وَاَكَلَ طَعَامَكُمُ اْلاَبْرَارُ وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ الْمَلآئِكَةُ.“
“Yanınızda oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin ve melekler size salât etsin” diye duada bulunmuştur. (Ebû Dâvûd)