Fıtır Sadakası

Fıtır Sadakası

Fıtır sadakası ne demektir, hükmü nedir?

Kelime manası olarak fıtır oruç bozma manasına gelip bayram günü için kullanılır. Fıtır burada fıtrat (yaratılış) manasında değildir. Fıtır sadakası ramazanın sonuna yetişen mükellef Müslümanların vermiş olduğu vacip bir sadakadır.[1] Bu bir yardımlaşmadır, orucun kabulüne ve can çekişme ile kabir azabından kurtuluşa bir yoldur. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün sevincine katılmalarına bir yardımdır. Bu yönü ile fitre sadakası, insanlık için bir hayır görevidir.[2]

Kimler fıtır sadakası vermekle yükümlüdür?

Fıtır sadakası, Ramazan-ı Şerifin sonuna yetişen ve temel ihtiyaçlarından başka nisap miktarı( 85 gram altın değerinde) mala sahip bulunan[3] her bir hür Müslümana vermesi vacip olan bir sadakadır.[4]

Fıtır sadakası kimlere verilir, kimlere verilmez?

Nesep bakımından üst ailesi dediğimiz annesine, babasına, dedesine, ninesine yukarı doğru çıksa da ve alt ailesi dediğimiz oğluna, kızına ve torunlarına aşağı doğru inse de kimselerin birbirine fıtır sadakasını vermeleri sahih değildir. Bir de kadının kocasına vermesinde ihtilaf olmakla beraber karı-kocanın birbirlerine vermeleri de sahih değildir. Mesela bir kimse kendi fitresini fakir olan hanımına, babasına veya oğluna veremez.

Fıtır sadakası şer’i olarak fakir sayılan (yani temel ihtiyaçlarının dışında nisap miktarı mala sahip olmayan) kimselere verilir.

Nisâb miktarı bir mala sahip olan her Müslüman için zekât almak veya vâcib olan sadakaları kabul etmek haramdır. Üzerlerine kurban kesmek de vâcibdir.[5]

Fıtır sadakası ne zaman verilir?

Fıtır sadakası, Ramazan bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren vacip olsa da, fakirler bu sadakayla bayram namazına çıkmadan önce ihtiyaçlarını tedarik etmeleri için bundan birkaç gün, hatta bir kaç ay veya sene evvel de verilebilir.

Fıtır sadakası, buğday, arpa hurma veya üzüm olarak verilmesi zorunlu mudur?

Fıtır sadakası buğday, arpa, hurma ve üzümden verilebildiği gibi bunların yerlerine kıymetlerinin verilmesi de caizdir, hatta daha iyidir. Ancak fakirler, bu şeylere ihtiyaç duyarlarsa kıymetlerini değil bizzat bunları vermek daha iyidir.

Vaktinde ödenmeyen fıtır sadakası borcu nasıl ödenir?

Fıtır sadakasını bayramdan önce ödemeye gayret etmelidir. Ancak bayramda ödenemeyen fıtır sadakası daha sonra da ödenebilir. Çünkü fıtır sadakasının vakti ömür boyunca devam eder.

Ramazanda bir özür sebebiyle oruç tutamayan kimselere de fitre sadakasını vermek vâcibdir. Hasta, yolcu ve takatsiz kalmış ihtiyar gibi… Bir kimse, kendi geçimi altında bulunsalar bile, babasının ve annesinin fitre sadakasını vermekle yükümlü değildir. Baba fakir olduğu halde mecnun ise, fitresini vermek zorundadır.

Ramazan Bayramının ilk günü fecrin doğuşundan önce vefat eden veya fakir düşen veya fecrin doğuşundan sonra dünyaya gelen veya (İslâma giren) bir Müslümana fitre sadakası vâcib olmaz. Fakat fecirden sonra ölen bir Müslümana vâcib olur. Eğer vasiyet etmişse, terekesinin üçte birinden ödenir. Varislerin kendi mallarından vermeleri de caizdir.

Fitre sadakası, zekât gibi niyet edilerek fakirlere temlik şekli ile verilir. Yemek ikramı şeklinde verilemez. Bu niyet, malı ayırırken yapılabileceği gibi, fakire verirken de yapılabilir. Ancak fakire bunu verirken fitre olduğunu söylemek gerekmez.

Fitre sadakasını, aralarında zevciyet veya doğum bakımından ilgi bulunanların birbirlerine vermesi sahih değildir. Bir kimse fıtresini, fakir olan karısına, babasına ve oğluna veremez.

Bir kimse fıtresini bir fakire verebileceği gibi, birkaç fakire de dağıtabilir. Birçok kimseler de, fitrelerini birkaç fakire verebilecekleri gibi, bir fakire de verebilirler.

Birkaç fitre, gerek aynen ve gerek kıymet olarak sahiplerinin izni ile karıştırılmış bir halde fakirlere verilebilir. Her fitreyi diğerinden ayırmaya gerek yoktur. Bununla beraber fitrelerin ayrı ayrı verilmesi ihtiyata daha uygundur.

Fitre sadakası, yükümlünün bulunduğu yerdeki fakirlere verilmelidir. Başka yerlere gönderilmesi mekruhtur.

“Eksiklikten ve fazlalıktan münezzeh ve yüce olan Allâh, doğruyu daha iyi bilir ve O’nun kereminin kemâlinden başarıya ulaştırması ve mükâfatlandırması umulur.”[6]

Not. 2016 yılı Sadaka-ı Fıtır miktarı 15.00 TL olarak belirlenmiştir.[7] Belirlenmiş olan bu miktarın alt sınır olduğu, fitre verecek olanların kendilerinin ve ailelerinin ortalama yeme-içme seviyelerini göz önünde bulundurarak fitre miktarını buna göre belirlemeleri, vecibeyi kâmil bir şekilde yerine getirmiş olma açısından daha doğru olacaktır.

Dipnotlar


[1] İbn-i Âbidîn, Reddü’l-Muhtar Ala’d-Durri’l-Muhtar, C.2, s.357-358

[2] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli, s.380

[3] Bu nisabdan maksad, iki yüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın veya bunların kıymetine denk bir maldır. Bu mal, temel ihtiyaçlardan (borçtan, oturulan evden, ev eşyasından, bineceği at ve kuşanacağı silahtan, ailesinin bir aylık veya bir yıllık geçiminden) fazla bulunmalıdır. Bu fazla malların para veya ticaret malı olması şart değildir. Bu fazla olan mal üzerinden bir yıl geçmesi de aranmaz. Bilmen, a.y.

[4] Bilmen, a.y.

[5] İbn-i Âbidîn, a.g.e. C.2, s.358

[6] Kaynakları ayrıca zikredilmemiş olan kısımlar, Ömer Nasûhi Efendi’nin Büyük İslâm İlmihâli’nin s.380-383 arasından derlenerek iktibas edilmiştir.

[7] İlgili açıklama için bkz. T.C. İstanbul Valiliği İl Müftülüğü, (çevrimiçi, 30 Haziran 2016)